meal în Turcă
meal în Engleză
Propozitii exemplu
When we grind grains of corn we make corn meal.
Mısır tanelerini öğüterek mısır unu elde ederiz.
The dog hasn't eaten his meal since yesterday.
Köpek dünden beri yemeğini yemedi.
My mother hadn’t been cooking the meal when I phoned her.
Ben anneme telefon ettiğimde, annem yemek pişirmemekteydi.
You should brush your teeth after each meal.
Her öğünden sonra dişlerini fırçalamalısın.
Take this medicine between meals.
Bu ilacı öğünler arasında al.
I don't want you eating between meals.
Öğünler arasında yemek yemeni istemiyorum.
Brush your teeth after every meal.
Her yemekten sonra dişlerini fırçala.
Wash your hands before each meal.
Her yemekten önce ellerini yıka.
Take this medicine before each meal.
Her yemekten önce bu ilacı al.
I'd like my coffee after the meal.
Yemekten sonra kahvemi istiyorum.
Sinonime
1. feed: grits, forage, fodder, provender2. repast: feast, banquet, spread, chow, refection
